SU MÜHENDİSİ İSMAİL EL-CEZERİ
#1
İsmail el-Cezerî  1181 yılında Mezopotamya’daki Âmid
 
-bugünkü  Diyarbakır şehri-  beyliğinin hizmetine girdi. 1206
 
yılında Âmid Beyi’ne, Hünerli Mekanik Aletler Bilgisi Kitâb
 
nı  takdim etti. Sonraları  Arabçadan Farsçaya daha sonra
 
da  Türkçeye  çevrilen  bu  eseri  günümüz  bilginleri,  Orta
 
çağ’da  islâm  dünyasının mekanik  sahadaki  yerini  göster-
 
mesi adına çok  önemli bir gelişme olarak değerlendirmek-
 
tedirler. Başka hiçbir Arab kaynağında mekanik prensipler,
 
böylesine geniş biçimde anlatılmamıştır.
 
el-Cezerî’nin   yaptığı     makineler   Orta   Çağ’da   islâm
 
âlimlerinin su mühendisliği sahasındaki başarılarını  açıkça
 
ortaya koymaktadır. Cezerî’nin tarif ettiği makinelerden biri;
 
bir mil (eksen) boyunca yer alan dişlilerle çalışan bir tulum-
 
badır. Tulumba bir dizi kepçeyi sırasıyla  hareket ettirerek
 
suyu  çıkarır. Kitâbta anlatılan bazı  cihazların ise yalnızca
 
eğlendirici bir değeri vardır. Meselâ; içinde su varmış  gibi
 
görünmesine karşılık, içinde su olmayan su kapları  ve içi
 
boş   gibi  görünen  ama  içinde  su  bulunan  kaplar  gibi.
 
el-Cezerî’nin  saatlerinin  çalışma  sistemi,  çoğunlukla  aynı
 
mil  üstündeki bir gösterge ile  üstünden, ucuna ağırlık asılı
 
bir kayış  geçen kasnak biçimindedir. Ağırlığın düşüş  hızı,
 
yüzen bir cisimle kontrol edilir. Yüzen cisim, kayışın öteki
 
ucuna tutturulur  ve içinde bulunduğu kap yavaşça boşaltılır.
 
el-Cezerî, çalışmalarının büyük bir bölümünü, zaman ara-
 
lıklarını  değişik  biçimlerde belirlemeye  yöneltmiştir. Yaptığı
 
bir makine de saatler, davul, zil ya da trampet çalan insan
 
maketlerinin teşkil ettiği bir orkestra ile belirtilir. Aynı çağda
 
Avrupa’da  yap ılan  saatlerde  böylesine  teferruatlı  ve  ince
 
işçilik yoktur.
 
el-Cezerî  tarafından  aletlere  adapte  edilen  mekanik
 
prensiplerin çoğu oldukça eskidir. Onun makineleri dişliler,
 
mandallar, palangalar ve kaldıraçlardan oluşuyordu. Günü-
 
müzde bütün motorlu vasıtalarda bulunan “krank mili”ni ilk
 
[defa O kullanmıştır.
(Müslüman ilim öncüleri, 87.sj)
  


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar:
1 Ziyaretçi