05/05/2020, 21:54
İsmail el-Cezerî 1181 yılında Mezopotamya’daki Âmid
-bugünkü Diyarbakır şehri- beyliğinin hizmetine girdi. 1206
yılında Âmid Beyi’ne, Hünerli Mekanik Aletler Bilgisi Kitâb
nı takdim etti. Sonraları Arabçadan Farsçaya daha sonra
da Türkçeye çevrilen bu eseri günümüz bilginleri, Orta
çağ’da islâm dünyasının mekanik sahadaki yerini göster-
mesi adına çok önemli bir gelişme olarak değerlendirmek-
tedirler. Başka hiçbir Arab kaynağında mekanik prensipler,
böylesine geniş biçimde anlatılmamıştır.
el-Cezerî’nin yaptığı makineler Orta Çağ’da islâm
âlimlerinin su mühendisliği sahasındaki başarılarını açıkça
ortaya koymaktadır. Cezerî’nin tarif ettiği makinelerden biri;
bir mil (eksen) boyunca yer alan dişlilerle çalışan bir tulum-
badır. Tulumba bir dizi kepçeyi sırasıyla hareket ettirerek
suyu çıkarır. Kitâbta anlatılan bazı cihazların ise yalnızca
eğlendirici bir değeri vardır. Meselâ; içinde su varmış gibi
görünmesine karşılık, içinde su olmayan su kapları ve içi
boş gibi görünen ama içinde su bulunan kaplar gibi.
el-Cezerî’nin saatlerinin çalışma sistemi, çoğunlukla aynı
mil üstündeki bir gösterge ile üstünden, ucuna ağırlık asılı
bir kayış geçen kasnak biçimindedir. Ağırlığın düşüş hızı,
yüzen bir cisimle kontrol edilir. Yüzen cisim, kayışın öteki
ucuna tutturulur ve içinde bulunduğu kap yavaşça boşaltılır.
el-Cezerî, çalışmalarının büyük bir bölümünü, zaman ara-
lıklarını değişik biçimlerde belirlemeye yöneltmiştir. Yaptığı
bir makine de saatler, davul, zil ya da trampet çalan insan
maketlerinin teşkil ettiği bir orkestra ile belirtilir. Aynı çağda
Avrupa’da yap ılan saatlerde böylesine teferruatlı ve ince
işçilik yoktur.
el-Cezerî tarafından aletlere adapte edilen mekanik
prensiplerin çoğu oldukça eskidir. Onun makineleri dişliler,
mandallar, palangalar ve kaldıraçlardan oluşuyordu. Günü-
müzde bütün motorlu vasıtalarda bulunan “krank mili”ni ilk
[defa O kullanmıştır.
(Müslüman ilim öncüleri, 87.sj)
-bugünkü Diyarbakır şehri- beyliğinin hizmetine girdi. 1206
yılında Âmid Beyi’ne, Hünerli Mekanik Aletler Bilgisi Kitâb
nı takdim etti. Sonraları Arabçadan Farsçaya daha sonra
da Türkçeye çevrilen bu eseri günümüz bilginleri, Orta
çağ’da islâm dünyasının mekanik sahadaki yerini göster-
mesi adına çok önemli bir gelişme olarak değerlendirmek-
tedirler. Başka hiçbir Arab kaynağında mekanik prensipler,
böylesine geniş biçimde anlatılmamıştır.
el-Cezerî’nin yaptığı makineler Orta Çağ’da islâm
âlimlerinin su mühendisliği sahasındaki başarılarını açıkça
ortaya koymaktadır. Cezerî’nin tarif ettiği makinelerden biri;
bir mil (eksen) boyunca yer alan dişlilerle çalışan bir tulum-
badır. Tulumba bir dizi kepçeyi sırasıyla hareket ettirerek
suyu çıkarır. Kitâbta anlatılan bazı cihazların ise yalnızca
eğlendirici bir değeri vardır. Meselâ; içinde su varmış gibi
görünmesine karşılık, içinde su olmayan su kapları ve içi
boş gibi görünen ama içinde su bulunan kaplar gibi.
el-Cezerî’nin saatlerinin çalışma sistemi, çoğunlukla aynı
mil üstündeki bir gösterge ile üstünden, ucuna ağırlık asılı
bir kayış geçen kasnak biçimindedir. Ağırlığın düşüş hızı,
yüzen bir cisimle kontrol edilir. Yüzen cisim, kayışın öteki
ucuna tutturulur ve içinde bulunduğu kap yavaşça boşaltılır.
el-Cezerî, çalışmalarının büyük bir bölümünü, zaman ara-
lıklarını değişik biçimlerde belirlemeye yöneltmiştir. Yaptığı
bir makine de saatler, davul, zil ya da trampet çalan insan
maketlerinin teşkil ettiği bir orkestra ile belirtilir. Aynı çağda
Avrupa’da yap ılan saatlerde böylesine teferruatlı ve ince
işçilik yoktur.
el-Cezerî tarafından aletlere adapte edilen mekanik
prensiplerin çoğu oldukça eskidir. Onun makineleri dişliler,
mandallar, palangalar ve kaldıraçlardan oluşuyordu. Günü-
müzde bütün motorlu vasıtalarda bulunan “krank mili”ni ilk
[defa O kullanmıştır.
(Müslüman ilim öncüleri, 87.sj)