04/05/2020, 12:58
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) buyurdu ki:
«Sizin en faziletliniz Kur’an-ı öğrenen ve öğretendir.»
«Kur’ân’ı muhafazaya ehemmiyet veriniz Hayatım yed’i kudretinde olan Cenâb-ı Allah’a yemin ederim ki; Kur’an’ın hafızadan çıkıp kaçması bağlı devenin ihtimamsızlık eseri boşanıp kaçmasından daha zorludur.»
«Şu bir halis mü’mln ki Kur’ân okur, onun muktezâzıyla amel eder, o tadı güzel kokusu güzel turunç meyvesi gibidir.. Şu bir mü’min de Kur’ân okumaz fakat mûcibeyle amel eder bu da tadı güzel fakat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’ân’ı okuyan fakat mûcibeyle amel etmeyen münafık benzeri de, kokusu güzel fakat acı reyhan otu gibidir. Kur’ân okumayan münafık benzeri, tadı da acı kokusu da kötü Ebû cehil karpuzu gibidir.»
Hâmil-i Kur’ân yani hâfız-ı Kur’ân öldüğü vakitte Allah-ü Teâlâ Hazretleri o arza vahiy buyurur ki o hafızın lahmini (etini) yeme! diye emir buyurur. Arz da der ki, «İlâhi nasıl olur da onun etini yerim? Senin kelâmın onun kalbinde, dimağında yazılmış, nakş olmuştur, yani ben onun etini çürütmem.»
«Kur’ân’ı ezberleyerek okuyan hafızın benzeri vahiy getiren melekler gibidir. (Fazilette ikisi beraberdir.)
«Sizin en faziletliniz Kur’an-ı öğrenen ve öğretendir.»
«Kur’ân’ı muhafazaya ehemmiyet veriniz Hayatım yed’i kudretinde olan Cenâb-ı Allah’a yemin ederim ki; Kur’an’ın hafızadan çıkıp kaçması bağlı devenin ihtimamsızlık eseri boşanıp kaçmasından daha zorludur.»
«Şu bir halis mü’mln ki Kur’ân okur, onun muktezâzıyla amel eder, o tadı güzel kokusu güzel turunç meyvesi gibidir.. Şu bir mü’min de Kur’ân okumaz fakat mûcibeyle amel eder bu da tadı güzel fakat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’ân’ı okuyan fakat mûcibeyle amel etmeyen münafık benzeri de, kokusu güzel fakat acı reyhan otu gibidir. Kur’ân okumayan münafık benzeri, tadı da acı kokusu da kötü Ebû cehil karpuzu gibidir.»
Hâmil-i Kur’ân yani hâfız-ı Kur’ân öldüğü vakitte Allah-ü Teâlâ Hazretleri o arza vahiy buyurur ki o hafızın lahmini (etini) yeme! diye emir buyurur. Arz da der ki, «İlâhi nasıl olur da onun etini yerim? Senin kelâmın onun kalbinde, dimağında yazılmış, nakş olmuştur, yani ben onun etini çürütmem.»
«Kur’ân’ı ezberleyerek okuyan hafızın benzeri vahiy getiren melekler gibidir. (Fazilette ikisi beraberdir.)