04/05/2020, 13:06
Hani meleklere: Âdem’e (yahud: Âdem için Allah’a) secde edin» demiştik de (şeytanların reisi olan) İblisten başkası hemen secde etmişlerdi. O ise dayatmış, kibirlenmek istemişti. (Zâten de) o kâfirlerdendi. 34. Ve demişdik ki: «Ey Âdem, sen eşinle beraber Cennetde yerleş, ondan (cennetin yiyeceklerinden), neresinden isterseniz, ikiniz de bol bol yeyin. (Fakat) şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikinizde (nefsine) zulmedenlerden olursunuz». 36. Bunun üzerine Şeytan onların ayağını) oradan kaydırıb içinde bulunduklarından (onun ni’metlerinden) onları çıkarıvermiş (mahrum edivermiş)di. Biz de: «Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde sizin için bir vakta (ömrünüzün sonuna) kadar durak ve faidelenecek şey vardır» demiştik. 37. Derken Âdem Rabbinden kelimeler belleyip aldı (Ona yalvardı). O da tevbesini kabul etti. Çünkü tevbeyi en çok kabul eden, asıl esirgeyen odur. 38. (Evet, öyle) dedik: Hepiniz oradan inin. Sonra size benden bir hidayet(ci rehber) gelir de kim benim hidâyetimin izince giderse artık onlara hiçbir korku (ve tehlike) yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. 39. O küfredenler, âyetlerimizi yalan sayanlar (yok mu?), onlar ateşin (cehennemin) arkadaşlarıdır. Onlar orada bir .daha çıkmamak üzere kalıcıdırlar.